24 Kasım 2010 Çarşamba

Hayatımızın kabusa dönüşen tepkisi

        Hayatın her alanında zorluklar çektiğimiz bir gerçek ve bu zorluklara vücudumuzun hem fiziksel hem de psikolojik olarak verdiği bir tepki var. Doktorların heralde en çok kullandığı cümlenin ve ne yazık ki biz insanların da en çok uyamadığımız cümlenin içinde bulunan 5 harfli bir kabus. O cümle ne mi? Tabii ki de "STRES ten uzak durun!"  Evet bahsettiğim kavram stresti. Hayatımızda her zaman bizi derinden vuran bizi hem fiziksel hem de ruhsal olarak darmadağın eden stres. Okul hayatındaki zorluklar, özel hayattaki karmaşalar ve sonra üstüne eklenen iş hayatındaki sıkıntılarla bizi bizden alan stresten kurtulmak ne kadar zor geliyor bizlere. Özel yaşatılardaki stresten kurtulmanın bir çözümü var mı bilmiyorum ama açıkcası ben hiç bulamadım. Ama iş hayatımızdaki stres için araştırmalar sonucunda çıkan bazı çözümler var. Şimdi bu çözümleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
   
         Diğer yazılarımda o kadar yönetimden bahsettikten sonra bu sorunu da yönetmekten bahsetmemek olmazdı. Çünkü stresi yönetmek sadece çalışanlar için değil şirket için önemli bir olay. Çünkü bir çalışanda olan stres belirtileri mutlaka diğer çalışanları da etkiler ve bu böyle büyük bir sorun halinde sürmeye devam eder. Tabii ki de bazı çalışanlara da stresin yapıcı özelliği olduğunu da söylemeden geçmemeliyim. Şimdi size iş hayatındaki stresin nedenlerini ve çözümlerini sınıf arkadaşım Duygu DOĞAN ile derste için yapığımız araştırmalardan yardım alarak sizlere sunacağım.
  
         Stres hem bireysel olarak hem de örgütsel olarak kaynaklanmaktadır. Nedir bu bireysel kaynaklar?  Yoğun İş Yükü, Zaman Yetersizliği, Rol Çatışması, Kişilerarası Çatışma, Sorumluluk, İş Güvenliği. Bir de örgütsel kaynaklara bakalım. Onlar da; İşletme Politikaları ve Stratejileri, Örgüt Yapısı ve Dizaynı, Örgütsel Süreçler, Fiziksel Koşullar. İşte bu durumlar da oluşan sorunlar hem iş göreni hem de iş vereni olumsuz bir strese sokmakta. Ve biz bu sorunların yol açtığı olumsuz stres tepkileri vermeye başlıyoruz. Bunlar da; Yorgunluk, Sabırsızlık ve Çabuk Sinirlenme, Konsantrasyon Bozukluğu, Kendini Yararsız ve Önemsiz Hissetme, İşini Kaybetme Becerememe ve Memnun Edememe Korkusu, Baş Arğrıları ve Mide Hastalıklar, Dargınlık ve Alınganlık, İletişim eksiklikliği. İşte gördüğünüz gibi bize ne çok olumsuz yanı var değil mi? Sadece iş hayatımızı değil bütün hayatımızı kötü etkileyecek sonuçlar. Peki bu olumsuzluğu yönetmemiz mümkün değil mi? Yapılan araştırmalara göre kısmen mümkün.

        Stresin hem bireysel hem de örgütsel kaynaklandığını düşünürsek bunu kontrol etmek için de hem bireysel hem de örgütsel yardımlara ihtiyacımız olacaktır. İşte bireysel olarak başa çıkma yöntemlerimiz; Zaman Yönetimi, Olumlu Düşünme, Egzersiz ve Beden Hareketleri, Meditasyon, Yorucu ve Zor İşleri Sabah Saatlerinde Yapmak, Hobiler Edinmek. Evet bunları yapmayı başarabilirsek bireysel olarak elimizden geleni yapmış oluruz. Tabii önemli olan yapmayı başarabilmek...

        Stresin örgütsel olarak kontrolü üzerinde biraz durmak isterim çünkü bu İnsan Kaynaklarını da ilgilendiren önemli bir sorunun çözüm aşaması. İlk başta yönetimin iş görenler için destekleyici organizasyonel yapı geliştirmeleri gerekmektedir. Planlar yapılırken merkeziyetten uzak, katılımcıyı destekleyici, ortak karar vermeyi aşılayan, ve sınıf ayrımını yok edici organizasyonlar geliştirilirse, yalnızlık, desteksizlik ve aşırı iş bölümünden oluşan olumsuz stres önemli ölçüde engellenecektik.
       İş görenlerin kesinlikle en büyük kaygılarından biri olan gelecek sorununu çözmekte yönetime düşmektedir. İyi ve açık bir kariyer planı yapmak, çalışanlara bu konularda danışmanlık etmek. Yükselme ve ilerleme basamaklarının belirlenmesi, çalışanların hedeflerine yetişmesi için önemli bir adım olacaktır. Yönetimin verecekleri bu desketlerle çalışanlar kendini ve geleceğini daha güvende hissedip olumsuz stresi uzaktaştıracaklardır.
      Ve tabii ki de en önemli sorunların başında gelen çalışanlar arasındaki çatışma. Bunu azaltmak için  rollerin belirgin hale gelmesi en büyük etken.  Bireysel bir stresör olan rol çatışması ve belirsizliği iyi bir organizasyon, iş eğitimi, görev tarifeleri ve zamansız bilgi verilmeyi engellemeye yönelik çalışmalarla bu olumsuzlukta ortadan kalkabilir.
      Ve son olarak hem stresin kalkması hem de şirket için iyi olanın yapılabilmesi için iş zenginleştirilmesi büyük bir olgu. Sürekli tek düze yapılan işler bir zaman sonra sıkıcı ve çekilmez hale gelir.Özellikle yetenekli ve yaratıcı çalışanlar işlerde derinlik ve boyut bulamadıkları takdirde büyük sorunlar oluşabilir. İşler içerik olarak zenginleştirilmeli ve kişilere bu zengin alt yapıyla daha fazla sorumluluk verilmelidir. Bu çalışana başarı fırsatı verekek yükselmesi için bir kapı açar.

       İşte yapılan araştırmalara göre çıkan etkenler ve çözümler bunlar. Bilinmesi gereken şu ki iş hayatındaki stres yaratan tüm faktörleri kaldırmak maalesef mümkün değil. Ancak azaltmak elimizde. Bunun için de bireysel ve örgütsel çaba kaçınılmaz. Sanırım bu konu da insan kaynaklarına da her zaman ki gibi büyük bir sorumluluk düşüyor. Stresiz günler dileğiyle :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder